Annelik: Bir İzlem Süreci
- Gözdem Özdem
- 5 Ara 2023
- 2 dakikada okunur
Annelik: Bir Sessizlik ve Değişim Süreci, İçsel ve Dışsal Kuvvetlerin Etkilediği Bir Süreç..
Annelik olgusu, insanlık tarihi boyunca pek çok çelişkiyi ve ikili karşıtlığı bünyesinde barındırır. Anaerkil toplum düzeninin yerini ataerkil düzenin almasından sonra kadına getirilen kısıtlamalarla annelik çok boyutlu bir kavram halini alır. Çoklu boyuta bakacak olursak öncelikle kadın bedenini anlamamız gerekir. Kadın bedeni, yaşamın erken dönemlerinden itibaren kaygılara ve kayıplara tanıklık etmektedir. Nasıl mı? Sütten kesilme, kastrasyon kaygısı, penis eksikliği, çocuk sahibi olma kaygısı, adet kanaması, bekaretin bozulması, çocuk sahibi olamama korkusu, doğum, bebeği kaybetme kaygısı, menopoz ve üreme işlevlerinin kaybı gibi…. Tüm kayıplar beraberinde hayal kırıklıklarını da getirmektedir.

Ben bu yazımda kadının dünyasında hamilelikle değişen düzene değinmek istiyorum. Bu konuda Wischmann’ın çalışmalarından şu kesit kadının değişen konumu anlatır nitelikte: Wischmann hamileliği etkileyen bilinçdışı çatışmalar üzerine çalışmalarını 1950 li yıllardan başlayarak ve özellikle kadınlarla çalışılarak devam ettiği bilinmektedir.
Wischmann der ki;
'Çocuk arzusu çifte değerlidir. Hamilelik, doğum ve ebeveynliğin olumlu tasarımlarının yanında bunların getireceği değişikliklerle ilgili anksiyete duygusu da belirleyici olmaktadır. Kadının kendi annesiyle biyolojik ve duygusal özdeşiminin son aşaması olan çocuksuzluktan ebeveynliğe geçiş, geçmiş dönemdeki gelişim evrelerine ait çatışmaları canlandırır; genç kadın, hem kendi iç dünyasında hem de dış dünyada uyum sağlayacağı yeni bir pozisyon oluşturmak durumundadır’.

Annelik: İçsel ve Dışsal Faktörlerin Varlığı
İşte tam da bu süreçten yani içsel ve dışsal faktörlerin varlığı ile kadının dünyasında kartların yeniden dağıtıldığı bir süreç; annelik süreci. Öncelikle eşi ile, ailesi ile, yakın arkadaşları ile, arkadaşları ile, tanıdıkları ile, tanımadıkları ile… Bu süreç sanılmasın ki sadece annenin etkilendiği ve etkilediği bir süreç, az önce bahsettiğim gibi aslında anne olan kadının toplumdaki yerini ve konumu etkileyen bir süreç. Diğer bir deyiş ile toplumdaki kişilerin de yeniden konumlandığı bir süreç.
Annelik: Bir İzlem Süreci
Bunca karışıklık ve karmaşa arasında izlem halinde olan kadın, anneliğe dönüşümünü izler iken etrafındaki kişilerin de yeniden konumlanma haline tanıklık eder. Kayıplar ve hayal kırıklıkları ile izlemci anne diyince aklıma Reinzi Crusz’un şu şiiri gelir:
Bukalemun
Kavgacı çığlığımı bastırıp
Beyaz kemikli bir diyarın fısıltısına çevirdi
Ve ben sessizliğin kralıyım
Sessizlikte uzayan.
Şairin ‘beyaz kemikli’ atıfı batı topraklarındaki halklar için kullandığı bir tanımlamadır. Bunca sessizlikte olan bitene kulak vermek gerek.
Sevgilerimle…